ileri sürmek

ahlaka dair mütalaa ve fikir ileri sürmek

to moralize Fiil

aklına gelebilen her fikri ileri sürmek

to urge every argument one can think of Fiil

bir belgenin sahteliğini ileri sürmek

to plead the falsity of a document Fiil

bir fikir ileri sürmek

to offer an opinion Fiil

bir fikir ileri sürmek

to put forward an opinion Fiil

bir fikir ileri sürmek

to adventure an opinion Fiil

bir fikir ileri sürmek

to venture an opinion Fiil

bir fikir ileri sürmek

to advance an argument Fiil

bir fikir ileri sürmek

to maintain an opinion Fiil

bir fikir ileri sürmek

to advance an opinion Fiil

bir fikir ileri sürmek

to come up with Fiil

bir kanıt ileri sürmek

to set forth an argument Fiil

bir karine ileri sürmek

to raise a presumption Fiil

bir şeyle ilgili şartlar ileri sürmek

to make reservations with respect to sth Fiil

bir şeyle ilgili şartlar ileri sürmek

to make reservations with respect of sth Fiil

bir teori ileri sürmek

to advance a z Fiil

bir teori ileri sürmek

to put forward a z Fiil

delil ileri sürmek

to bring evidence forward Fiil

delil ileri sürmek

to furnish proof Fiil

delil ileri sürmek

to bring forward a proof Fiil

delil ileri sürmek

to adduce evidence Fiil

dokunulmazlığını ileri sürmek

to plead justification and privilege Fiil

eşit ücret konusunda karşıt fikirler ileri sürmek

to express strong views on the subject of equal pay Fiil

fikir ileri sürmek

to launch out an argument Fiil

geçersizliğini ileri sürmek

to set up invalidity Fiil

gerekçeler ileri sürmek

to set forth the grounds Fiil

hırsızlık suçunu hafifletmek için yoksulluğunu ileri sürmek

to plead poverty in extenuation of a theft Fiil

hipotez ileri sürmek

hypothesize (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Fiil, Biyoloji

iddia ileri sürmek

to assert a claim Fiil

iyi niyetini ileri sürmek

to plead one's good faith Fiil

iyi niyetini mazeret olarak ileri sürmek

to plead one's good faith Fiil

kanıt ileri sürmek

to put out an argument Fiil

kanıt ileri sürmek

to bring forward evidence Fiil

karar için önemli şeyler ileri sürmek

to plead issuably Fiil

kendini savunmak için bir sav ileri sürmek

to state something in one's defence defense Fiil

kötü sağlık durumunu ileri sürmek

to allege ill- health as a reason Fiil

masum olduğunu ileri sürmek

to maintain that one's is innocent of a charge Fiil

mazeret olarak ileri sürmek

to make something one's excuse Fiil

mazeret olarak ileri sürmek

to offer as an excuse Fiil

savunmada reşit olmadığını ileri sürmek

to plead infancy Fiil

sözleşmenin ihlal edildiğini ileri sürmek

to set up breach of contract Fiil

suçsuzluğunu ileri sürmek

to assert one's innocence Fiil

şartlar ileri sürmek

to stipulate conditions Fiil

teori ileri sürmek

to advance a theory Fiil

yalnız öncüllere dayanarak fikir ileri sürmek

to take an argument from false premises Fiil

yeni delil ileri sürmek

to bring forward some new evidence Fiil

yeni delil ileri sürmek

to bring forward s some new evidence Fiil

yoksulluk bahanesi ileri sürmek

to make a poor mouth Fiil